Fatih Sultan Mehmed ve Avrupa Resmine Olan İlgisi

0
7

Fatih Sultan Mehmed, sadece büyük bir komutan ve devlet adamı değil, aynı zamanda sanat ve bilime tutkulu bir liderdi. Onun resim sanatına duyduğu ilgi, özellikle Batı’daki Rönesans anlayışıyla birleştiğinde Osmanlı sanatında önemli bir dönüm noktası olmuştur. Fatih’in genç yaşlarından itibaren Avrupa sanatına merak duyduğu, şehzadelik yıllarında tuttuğu defterlere yaptığı çizimlerden anlaşılmaktadır. Bu çizimlerdeki yüz ve portre şekilleri, Batı’daki portre geleneğiyle benzerlik gösterir.

Antik Etkiler ve Portreli Madalyalar

Fatih’in Manisa’daki şehzadelik yıllarında Sakız Adası ve Yeni Foça’daki Cenevizlilerle temas kurduğu düşünülmektedir. Bu dönemde eline bazı antik sikkeler ve madalyalar geçmiş olabilir. Fatih, Avrupa’da Rönesans döneminde hükümdarların kendi portrelerini taşıyan madalyalar yaptırdığını biliyordu. Bu madalyalar, sadece sanatsal değil, aynı zamanda diplomatik birer mesaj taşıyordu. Örneğin, son Bizans imparatoru XI. Konstantinos Paleologos’un Pisanello tarafından yapılmış bir portreli madalyası mevcuttur. İlginçtir ki, Fatih’in Avrupa’da yapılmış ilk portrelerinden birinde “El Gran Turco” (Büyük Türk) yazısı yer almakta, ancak yüz hatları ve giysileri Paleologos’a benzemektedir. Bu, Avrupalı sanatçının, Fatih’in imajını oluştururken eski Bizans liderinin ikonografisinden esinlendiğini gösterir Fatih Döneminde Osmanlı Sarayı ve İtalyan Sanatçıların Etkisi.

Fatih’in Batı’dan Sanatçı Talebi

Fatih Sultan Mehmed, portresinin Batı’daki hükümdarlar gibi sanatçılar tarafından yapılmasını istemiştir. 1461 yılında, Venedikli bir tüccarın aracılığıyla Rimini Lordu Sigismondo Malatesta’dan, ünlü İtalyan sanatçı Pisanello’nun öğrencisi Matteo de Pasti’yi İstanbul’a göndermesini talep etmiştir. Matteo, yanında bazı haritalar ve savaş tekniklerini içeren De Re Militari adlı kitabı da getiriyordu. Ancak bu durum Papalık tarafından casusluk şüphesiyle değerlendirilmiş ve Matteo de Pasti Girit’te tutuklanmıştır.

Fatih bunun üzerine Napoli Kralı Ferdinand Ferrante’den bir başka sanatçı istemiştir. Bu kez İstanbul’a gönderilen kişi, Venedikli madalya ustası Costanzo da Ferrara (Costanzo di Moysis) olmuştur. 1477-1478 yıllarında İstanbul’da olduğu düşünülen Costanzo, Fatih’in madalyasını hazırlamıştır. Bu madalyanın bir yüzünde padişahın büst portresi, diğer yüzünde ise onu at üstünde gösteren bir betimleme yer alır. Arka yüzündeki Latince yazı, Fatih’i “Asya ve Yunan coğrafyasının imparatoru” olarak tanımlar.

Floransa ile Gelişen İlişkiler

Fatih, yalnız Venedik değil, Floransa ile de yakın ilişkiler kurmuştur. Daha önce yalnızca Venediklilere tanınan ticaret ayrıcalıkları, Floransa’nın Venedik ile savaşa girmesinden sonra bu şehre de verilmiştir. Ayrıca, 1478’de Floransa’da gerçekleşen Pazzi Komplosu sonrasında İstanbul’a kaçan Bernardo Bandini’yi Floransa’ya teslim etmesi, Fatih’in Floransa ile olan dostane ilişkisini pekiştirmiştir.

Fatih’in 1479 yılında Floransa’dan sanatçılar istediği kaynaklarda belirtilmektedir. Bu sanatçılar arasında heykeltraşlar, marangozlar, mobilya ustaları ve hatta org çalan müzisyenler de vardır. Bu istekler, Fatih’in sadece görsel sanatlara değil, aynı zamanda müziğe ve mimariye de ilgi duyduğunu ortaya koyar Daily Tour Sofia.

Osmanlı’da Rönesans Etkisi

Fatih Sultan Mehmed’in Avrupa sanatıyla olan bu yakın ilişkisi, Osmanlı resim ve sanat anlayışını derinden etkilemiştir. Onun Batı’ya açılan vizyonu, sadece diplomatik ilişkilerle sınırlı kalmamış; sanat, mimari, bilim ve kültürde yeni bir çağın kapılarını aralamıştır. Fatih’in sanat yoluyla oluşturmak istediği imaj, hem Doğu’da hem Batı’da yankı bulmuş ve Osmanlı’nın kültürel kimliğine evrensel bir boyut kazandırmıştır.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz