Kapalıçarşı

0
87

Tarihin taşlarına sinmiş büyüsüyle, geçmişten bugüne kültürümüzü tüm dünyaya anlatan, süprizlerle dolu, rengarenk dünya Kapalıçarşı.

Kapalıçarşı, sadece tarihi bir alışveriş mekanı değil, İstanbul’un tarihi içinde bir yolculuk. Kapalıçarşı ‘da alışveriş yapmak bir hayat tarzı. Bu süper yapı, büyük alışveriş merkezleri çağında Fatih Sultan Mehmet zamanından bu yana, kuşaktan kuşağa geçen bir geleneğin izlerini taşıyor. 3 bin’den fazla dükkanın bulunduğu Kapalıçarşı’yı hergün mevsimine göre 250 bin ile 400 bin kişi ziyaret ediyor. Kaybolmaya yüz tutmuş bir çok mesleği kendisine has kültürüyle yaşatan Kapalıçarşı, dünyanın en eski, en büyük ve en çeşitli üretimlerinin sergilendiği bir mekan. Dünya’nın her yerinden, çeşit çeşit kıymetli eşyaların bulunduğu Kapalıçarşı ‘da her dilden davet var. Bir yabana misafire alışveriş yapmasa da, ikram edilen bir bardak çay, anlamakta güçlük çektiği ama hayatı boyunca unutamayacağı bir anı olarak kalıyor.

Yangınların yıkamadığı tarih

İstanbul Kapalıçarşı’sı Fatih Sultan Mehmet tarafından kurulmuş, Kanuni döneminde (1520-1566) büyütülmüş ve 1701 yılında bugünkü planıyla inşa edilmiş. Fatih Sultan Mehmet İstanbul’u aldıktan sonra kente hanlar ve hamamlar yapılmasını emretmiş. Bizans döneminde yapılan ve eski saray yanında bulunan bedesten; sonraları eski bedesten, iç bedesten veya cevahir bedesteni olarak anılmaya başlamış. Bunun ilerisine Fatih Sultan Mehmet’in emriyle yapılan bedestene ise; yeni bedesten denilmiş. Yeni bedestenin bir yolu pamuk, bir yoluysa ipekle dokunan ve sandal denilen bir nevi kumaş satışına ayrıldığından Sandal Bedesteni ismiyle anılırmış.

Asıl büyük çarşı ise Kanuni Sultan Süleyman döneminde ahşap olarak yapılmış. 1651 ve 1710 yıllarında iki büyük yangında hasar alınca kagir olarak yeniden yapılanan çarşı, 1825 yılında tekrar bir yangın geçirmiş ve 1894 depreminde tamamen yıkılmış. 1898 tarihinde ise II. Abdülhamit’in emri ile bugünkü haliyle hizmet vermeye başlamış. Yangın açısından şanssız olan çarşı, Cumhuriyet döneminde 1943 ve 1954 yıllarında iki büyük yangın daha geçirmiş.

Zaman değişiyor

Eski zenginler ve tacirler mücevherlerini, kıymetli altın ve gümüş eşyalarını bedesten’deki kasalarda küçük bir ücret karşılığında saklarlarmış. Bedesten’de, dünyanın ve İmparatorluğun her tarafından toplanmış mücevherler, altınlar, silahlar, kıymetli kumaşlar, şallar, halılar ve çok çeşitli kıymetli eşyalar sergilenmekteymiş.

Şehrin en zenginleri arasında yer alan Kapalıçarşı esnafı, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Avrupa kumaşlarının geniş ölçüde Türkiye’ye ithali ile zor duruma düşmüşler. Bedestenlerin yerli el dokuması kumaş ticareti büyük ölçüde zarara uğramış. Bankaların açılmaya başlaması da bedestenlerin banka hizmetine son vermesine neden olmuş. Sandal Bedesteni faaliyetini durdurmuş ve 1914 yılında bu bedesten İstanbul Belediyesi tarafından satın alınarak bir mezat yeri haline sokulmuş. O günden bu güne eski bedesten, mücevharat, halı, antika ve eski eşya satışı ile hizmet vermeye devam ediyor. Fler devirde hayatımızı anlatan Kapalıçarşı, yabancı seyyahların kitaplarında, ressamların fırçalarında binbir gece masalları gibi yaşatılmış. Kapalıçarşı günümüzde de bir süprizden diğerine koştuğumuz, renklerin sonsuzluğundaki bir dünyadır.

1982 yılından günümüze Kapalıçarşı’da hizmet veren Rize Kuveloğlu Kardeşler Kuyumcusu’nun sahibi Koksal Kuveloğlu sorularımızı şöyle yanıtladı:

Soru: Kapalıçarşı turizm açısından çok önemli bir yerde duruyor.

Özellikle İstanbul’un markalaşması yolunda Kapalıçarşı gerçekten büyük bir değer. Kapalıçarşı’nm son yıllardaki durumunu biraz değerlendirir misiniz? Koksal Kuveloğlu: Kapalıçarşı’da eskisi gibi bir hareketlilik yok. Bu durum hem yerli hemde yabancı turist bakımından olumsuz ilerlemekte. Bunların çeşitli nedenleri var; politik veya turistleri gezdiren tur oparetörlerinden kaynaklanan nedenler olabilir. Kapalıçarşı’nm dışında büyük firmalar açtılar. Bunun içinde halıcısı, kuyumcusu, dericisi var. Hepsinin içinde bulunduğu ufak bir Kapalıçarşı. Turistleri gezdiren tur operatörleri, onları buraya getirmek yerine malesef oralara götürüyorlar. Çarşı kendi içinde eriyor.

Soru: Kapalıçarşı’nm fiziksel özelliklerinden biraz bahseder misiniz? Tarihi yeterince korunuyor mu?

K. K: Tarih içindeki değerler bakımından yeterince korunmuyor. Burası durduğu yerde bir taş yığını olarak kalıyor. Buranın tarihi, taşı, boyası, elektiriği ve alt kısmı yorgun. Alt yapının, elektiriğin ve diğer eksiklerin yapılması zaman gerektiren konular. Çarşının çatısı çok kötü durumda, yapıldığından beri hiç el atılmamış. Çatının mutlaka bakıma girmesi gerekir. Ayrıca Kapalıçarşı’nm reklama ihtiyacı var. Reklam içinde çeşitli yollar var; havaalanlarına ve turizm alanında çıkan dergilere reklam verilebilir. Alternatif projelerde yapmak mümkün, bu sorunlara çözüm bulunursa ve bunlar geliştirilirse oradan gelecek imkanlarla yeni projeleri de gerçekleştireblllriz. Güvenlik konusuna gelince, Valiliğe bağlı özel güvenliğimiz bulunuyor.

Bu konuda bir sıkıntımız yok. Kapalıçarşı’nm içinde hırsızlık gibi olaylar olmuyor; çünkü çarşıda her kapıda güvenlik, polis ve bekçi bulunmakta. Kapalıçarşı’nm içinde sorun yok fakat dışarıya çıkıldığı zaman sorunlar başlıyor. Bunlar içinde önlemler almak gerekir.

Read More about Sura

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz